Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, yılın ilk 10 ayında 194 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybederken, ekim ayında ise 18 kadının ölümü şüpheli bulundu. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin bu ölümleri artırdığını söyleyen Avukat Leyla Süren, “Kadınlar camdan balkondan düşerek ölüyor. Bu şüpheli oylarda ölen kadınların hemen hemen hepsinin yanında bir erkek oluyor. İçişleri Bakanlığı şüpheli kadın ölüm sayısını açıklamıyor” dedi…
Türkiye, şiddete uğrayan kadınlar için bir güvence olma niteliği taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nden 20 Mart 2021 tarihinde resmi olarak çekildi. Bunun ardından kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümleri, her geçen gün artmaya başladı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, ilk 10 ayda 194 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Ekim ayında ise 18 kadının ölüm şekli şüpheli bulundu. Ekim ayında yaşamını yitiren 18 kadından 10’u evde, üçü ise su ve su kenarında ölü bulundu.
Cumhuriyet’ten Rengin Temoçin’in haberine göre; durumun vahametine dikkat çeken Avukat Leyla Süren, “Artık katiller açıkça öldürmüyor. Cezadan kurtulmak için kadınları kaza mı, intihar mı, cinayet mi olduğu anlaşılmayacak şekilde öldürüyor” dedi.
Av. Leyla Süren
Süren, şüpheli ölümlerle ilgili şunları söyledi:
“Kadınlar camdan balkondan düşerek ölüyor. Bu şüpheli oylarda ölen kadınların hemen hemen hepsinin yanında bir erkek oluyor. Erkekler bu şekilde suç işleyince o suçtan kurtulabildiklerini görüyorlar. İçişleri Bakanlığı’nın emri altındaki kolluk kuvvetleri ve Adalet Bakanlığı’nın savcılık birimleri, bu dosyaları yeterince incelemediği için olaylar şüpheli ölüm olarak kalıyor.”
Avukat Süren, “İçişleri Bakanlığı kadın cinayeti sayılarını yayımlıyor ve diyorlar ki: ‘bakın görün İstanbul Sözleşmesi sonrasında kadın cinayeti sayısı azaldı.’ Hayır azalmadı çoğaldı. Fakat İçişleri Bakanlığı şüpheli kadın ölüm sayısını açıklamıyor” dedi.
Süren, İstanbul Küçükçekmece’de 2018’de işyerinin üçüncü katından düşerek yaşamını yitiren Aysun Yıldırım’ın tırnaklarında bir kişiye ait DNA bulgularına rastlanmasına ilişkin dosyayı etkin soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı.
Anne Hüsniye Yıldırım, “İsterdik ki devletimiz bize destek olsun. Bizim iki defa dosyamız kapatıldı. Bu süreçte ilk dosyamız kapatılınca Aysun’un cenazesi sanki yeniden evden çıktı. İkinci dosyamız kapatılınca ise yerle bir olduk. Evlat acısıyla yanarken bir de adalet mücadelesi veriyoruz” dedi.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.