Geçmişin müzikleri, kalıcılığıyla adeta birer zamansız hatıra defteriyken, günümüz şarkıları “hikayede 24 saatlik ömür” kategorisine düştü. Peki neden? Biraz nostaljik, biraz mizahi bir yolculuğa çıkalım ve bu gizemi çözelim.
Kasetlerden Kaydırmaya: Müziğin Evrimi
Eskiden bir şarkı dinlemek, tören gibiydi. Önce kasetçiye gidilir, “Yeni albüm geldi mi?” diye sorulurdu. Ardından eve dönüp Walkman’in başına geçilir ve şarkılar başa sarılarak, kelime kelime ezberlenirdi. Zaten başa sarma süreci bile bir meditasyondu. Bugün ise elimizin altında dijital çağın nimetleri var: Spotify, YouTube, TikTok… Her yerde müzik var ama hiçbir yerde “bağlanma” yok. Eski şarkılar bir aşk mektubuydu; şimdiki şarkılar bir DM. Okuyorsun, geçiyorsun.
Şarkı Sözleri: “Bir Garip Orhan Veli”den “Boom Boom Pat Pat”a
Geçmişte bir şarkı yazmak, adeta şiir yazmak gibiydi. “O gemi bir gün gelecek” dendiğinde herkes o geminin neyi temsil ettiğini düşünürdü. Şimdi bir şarkı “Bum bum çat çat” dediğinde, insanlar şarkıya eşlik ederken bile “Bu ne ya?” diye içten içe sorguluyor. Şarkılar hikayeler anlatmayı bıraktı; artık sadece birer ritim yarışına döndü. Eskiden müzik “ruha dokunmak” için yapılırdı, şimdi “viral olmak” için.
Erişimin Laneti
Bir zamanlar sevdiğiniz bir şarkıyı bulmak zordu; o yüzden kıymetliydi. Radyo başında “Bizim şarkıyı çalsınlar!” diye beklemek bile başlı başına bir sabır egzersiziydi. Bugün ise her şey elimizin altında. Sevdiğiniz bir şarkıyı açıyorsunuz, ardından algoritma size bin tane benzerini öneriyor. Bu da sevdiğiniz şarkıyı bir anda “hadi sıradaki gelsin” kategorisine düşürüyor. Sevgi mi kalır böyle?
Sosyal Medya Faktörü
Bugün şarkıların ömrü, TikTok videolarının uzunluğu kadar. Bir şarkı, 15 saniyelik bir dansla popüler olup, ertesi gün unutulabiliyor. Kimse artık bir şarkıyı baştan sona dinlemek için sabır göstermiyor. Çünkü dikkat süremiz bir altın balıktan hallice. Öyle ki, Sezen Aksu bugün müzik yapmaya başlasa, “Şarkılar çok güzel ama hepsi 3 dakika, abla biraz kısa tut,” diyen bir kitleyle karşılaşabilirdi.
Müzik Endüstrisi: “Seri Üretim Hattı”
Eskiden bir albüm yapmak, bir ömür işiydi. Sanatçılar “Bu şarkıyı gelecek nesiller dinleyecek” sorumluluğuyla hareket ederdi. Şimdi şarkılar, fabrikadan çıkan ürünler gibi. Bir sanatçı bir ayda beş şarkı çıkarmazsa “Neden sessiz kaldı?” diye soruluyor. Bu da kaliteyi düşürüyor. Seri üretim, duyguların yerini alıyor.
Zamanın Suçu mu, İnsanların mı?
Eski şarkılar hala dinleniyor çünkü o dönemin insanları, bir şarkıyı özümseyerek dinlemeyi biliyordu. Bugün, “Bu şarkıyı çok sevdim” deyip bir hafta sonra unutmak normalleşti. Modern insan her şeye sahip ama hiçbir şeyin sahibi değil. Yani sorun belki de müzikte değil, dinleyicide.
Sonuç olarak, geçmişin müzikleri birer ölümsüz eser, bugünün müzikleri ise anlık bir heyecan. Yine de günümüz şarkılarından birini 30 yıl sonra nostalji programlarında dinlerken, belki de şöyle diyeceğiz: “Ya hatırlıyor musun, bir şarkı vardı, dansı çok modaydı!” İşte, modern çağın müzik anıları böyle olacak. Kalıcı değil ama kesinlikle eğlenceli.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.