Anne ve babalar çoğunu ne kadar tanıyor sizce­?

-Çocuğunuz en çok hangi rengi seviyor?

-Çocuğunuzun okul numarası nedir?

-Öğretmenini seviyor mu?

-Çocuğunuzun arkadaşlarını ne kadar tanıyorsunuz?

-Hayalini süsleyen meslek hangisi?

-Çocuğunuzun hayata karşı bakış açısı nedir iyimser mi? Karamsar mı?

Evet, bu sorular böylece uzayıp gider. Burada devreye çocuğumuzla olan iletişim girer.

Biliyorum ki ailelerin çoğu yoğun çalışma temposundan şikâyetçi ve çocuğumla yeterince ilgilenemediğini düşünüyor.  Size burada en önemli tavsiyem  AİLE TOPLANTILARI.

Aile toplantıları diyorsam tabii ki olağanüstü bir toplantı değil bu. Her akşam ya da gün aşırı uygulayacağınız aile toplantılarıyla çocuğunuzu daha iyi tanıyabilir ve onda birey farkındalığının oluşmasını sağlayabilirsiniz. Şöyle ki; Akşam işten geldiniz yemekler yenildi. Şimdi sıra toplantıda ama en önemli faktör televizyon, tablet ve telefon gibi elektronik cihazların kapalı olması gerekiyor.

Hadi gel oturalım toplantı yapalım tarzında bir söylemle başlamamak gerekir.  Anne baba çayını yudumlarken tüm aile fertleri bir arada olur. Baba günlük konuşmalardan başlar. Gün içinde n yaptığını anlatır. Anne de aynı şekilde devam eder. Çocukta heyecanlı bir şekilde ona sıra gelmesini bekler. Sonra çocuk kalkar anlatır. Lütfen onu can kulağıyla dinleyin. Sözleriniz iletişimizde engeller oluşturmasın. Örnek Emir verme ve yönlendirme yapmayın.

-Bunu böyle yapman gerekir.

-Ben böyle olmasını itiyorum.  Gibi..

Çocuğunuzu toplantıda aşırı uyarmayın ve gözdağı vermeyin.

-Bunu yapmazsan olacakları düşün.

-Dediğimi yapmak zorundasın. Gibi..

Yargılama, eleştirme, suçlama yapmayın,

-Sen zaten tembelsin, olgun düşünmüyorsun. Gibi..

Çocuğunuzla konuşurken ad takmayın.

-Koca bebek.

-Hadi Sen de sulu göz.

Çocuğunuzu çapraz sorguya almayın.

-Neden?

-Kim?

-Nasıl olur?

Çocuğunuzla bu tarz bir iletişime geçerseniz.  Çoğunuz kendisini değersiz hissetmesine ve sevilmediği kanısına yol açarsınız. Çocuk kendini korumasız ve kırılmış hisseder.  Kendisine inanmadığınızı düşünür. Toplantı sırasında öfkeyle cevap verebilir. Zamanla aile ile arası açılır ve öfke kontrolü problemi başlar.

Tüm bunlar yerine çocuğunuzu sakince dinleyin. Çocuk burada dinlenildiğinin ve önemsendiğinin farkına varacaktır.  Artık ben bir bireyim düşüncesine girip olumlu davranışlar sergileyecektir. Çocuğunuzun söylediklerinde olumsuz bir şey duyuyorsanız lütfen öğüt vermeyin eşinize bakarak kendi hayatınızdan örnekler vererek anlatın. Çocuğunuz o an sizi dinliyor olacaktır.

Bu toplantılara belli bir süre devam edince artık çocuğun beyninde şu düşüceler oluşmaya başlar.

-Sorumluluk almalıyım.

-Evdeki tüm kurallara uymalıyım.

-Aslında babam o kadar da sinirli biri değilmiş.

-Aileme her şeyimi anlatmalıyım, onlardan fikir almalıyım.

Aile toplantıları ne kadar iyi geçerse çocuğunuz o kadar iyi olur ve size yakınlaşır.

Maalesef ki aksi durumda çocuklar sırlarını sosyal medyada hiç tanımadıkları insanlara anlatır ve onların dediklerini uygular.

Çocuk yetiştirmek bir sanattır. Anne ve Babalar ellerinde en güzel renkleri taşıyan resim paletleri ile boyar ve geleceğe uzanan en güzel tabloyu ileriye bırakır.

Aile ve Yaşam Koçu Sedat Dörtkardeş