Camiye dönüştürülen Ayasofya’da yaşanan skandalları duyuran arkeolog ve fotoğrafçı Ömer Faruk Yavaşçay, Kâbe tasvirli bir çini tablonun da yerinde olmadığını, nerede olduğunun da bilinmediğini söyledi..
Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan ve 1500 yıllık tarihe sahip olan Ayasofya, 1453’te camiye, 1935’te ise Mustafa Kemal Atatürk’ün kararıyla müzeye dönüştürülmüştü.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ayasofya’nın ibadete açılmasının ‘siyasi boyutu’ olduğunu söylemiş ve 24 Temmuz 2020 tarihinde ise müze statüsünden kaldırılıp resmen ibadete açılmıştı.
Ayasofya’nın müzeden camiye çevrildikten sonra gördüğü zararlar ise Türkiye’nin gündemine oturmuştu. İmparatorluk Kapısındaki tahribat sonrası Sanat Tarihi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Şerif Yaşar bir görevlinin kendisine, “İnsanlar burayı kutsal sayıyor, hatta bazıları oradan parça koparıp ağızlarına atıyor” dediğini aktarmıştı. Ayasofya’da yaşanan diğer bir skandal ise arkeolog ve fotoğrafçı Ömer Faruk Yavaşçay’ın paylaşımı sayesinde duyulmuştu. Yavaşçay’ın paylaşımında su haznesinin kırılıp insanların içine ayakkabı koyduğu görülmüştü.
Ayasofya’daki problemler ise hala bitmiş değil…
Gerçek Gündem’e konuşan ve önceden Ayasofya’daki pek çok problemin çözülmesini sağlayan arkeolog ve fotoğrafçı Ömer Faruk Yavaşçay, Ayasofya’daki pek çok soruna değindi.
Ayasofya’nın arka kısmındaki çini tablodaki Kâbe tasvirinin kayıp olduğunu söyleyen Yavaşçay, yetkililerin bu konuda derhal bir açıklama yapmaları gerektiğini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ayasofya’nın içinde ünlü Kutsal topraklar çini panosunun en önemli parçası olan Kâbe kısmı kayıp. Cami olmadan önce de o kısım yoktu. Kâbe’nin olduğu çini pano uzun zamandır yok ve nerede olduğu bilinmiyor. Yerine çiçek desenli pano konmuş, zaten yakından bakınca da bir gariplik olduğu görünüyor. Ayasofya’nın çoğu yerinin kapalı olması gibi orası da kapalı, bence insanların görmemesi için kapatılmış. Bunun en kısa zamanda açıklanması gerekiyor.”
Cami olduktan sonra kuyrukta yüzlerce kişinin beklediğini belirten Yavaşçay, ziyaretçi sayısının 4-5 kat artığını söyledi:
“Çok fazla yoğunluk oluşuyor, yoğunluk olması Ayasofya için çok kötü bir durum çünkü içerideki kalabalık Ayasofya’ya her türlü zarar veriyor. Aşırı kalabalık nedeniyle güvenlik görevlilerinin insanları kontrol etmesi zorlaşıyor. Önceden kapının parçası kaybolmuş ve insanlar su haznelerine ayakkabılarını koyarak 1500 yıllık yapıya çok ciddi zararlar vermişlerdi.”
Ayasofya’nın müzeden camiye çevirmesine karşı olmadığını belirten ama girişlerinin ücretli olmasının altını çizen Yavaşçay, “Girişler ücretli olursa hem yoğunluk azalır hem de Ayasofya’ya gelir kapısı olmuş olur. Ayasofya’nın milyonlarca lira restorasyon masrafları var, müzeyken yılda 2-3 milyon ziyaretçi geliyordu ama şu anda geliri sıfır. Geliri hiç olmadığı gibi giderleri de çok fazla. Ayasofya’nın milyonlarca giderinin karşılanması lazım, bunun karşılanması da insanların vereceği paradan geçiyor” dedi.
Ayasofya girişlerinin ücretli olması gerektiğinin bir kez daha altını çizen arkeolog, günümüzde çoğu camide çıkışta cemaatten cami giderleri için para alındığını hatırlatarak, Ayasofya’da da girişte para alınmasını öneriyor ve bu parayla tarihi yapının masraflarının karşılanabileceğini söylüyor.
Bahçedeki sergileme alanın dağınık ve düzensiz olduğunu söyleyen arkeolog Yavaşçay, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bahçede çok değişik bir sergileme şekli var, ikinci Ayasofya’ya ait kalıntılar var ve bunların daha güzel sergilenmesi lazım ama maalesef birbirine çok bitişik ve dağınık bir şekilde sergileniyor.”
Bahçedeki medresenin insanların ziyaretine kapalı olmasının yanlış olduğunu vurgulayan Yavaşçay, “Medreseyi yaptınız açın bari insanlar da görsün o medreseyi, oranın çok güzel bir bahçesi var. Hem Ayasofya’nın yıkılmış medresesini ziyarete açıyoruz deyip reklamını yapıyorsunuz hem de insanlara kapatıyorsunuz, çok garip bir durum” açıklamalarında bulundu.
Medresenin ziyaretinin insanlara kapalı ama makam araçlarına açık olmasını eleştiren Yavaşçay, “Medresenin önünde de araçlar oluyor, orada çalışanlar özel aracıyla bahçeye park ediyorlar, bunu tamamen yanlış karşılıyorum. Ayasofya’nın bahçesine neden araçla giriyorsun? Orayı insanların ziyaretine açmak varken araçları oraya sergiliyorsun, bu da çok garip bir durum” dedi.
Ayasofya’nın şu anki en büyük sorunlarından birinin de bahçesindeki tuvalet olduğunu söyleyen arkeolog, tuvaletin Ayasofya’nın altındaki su yolları ve kanallara zarar verdiğini hatta onların kirlenmesine ve çürümesine yol açtığını söyledi. “İlber Ortaylı da bunu gündeme getirmişti, atık sular Ayasofya’ya çok fazla zarar veriyor” diye konuşan Yavaşçay, çoğu insanın tuvaletleri ücretsiz olduğu için kullandığını belirtti.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.