Ben öyle özel bir kadın istedim ki; sığınmasın, ağlaşmasın, benden minnet beklemesin, hepsini söke söke kendi yapsın istedim. Kim demiş ki; erkekler sığınacakları bir kadın istemez. Ben omuzunda ağlayacağım bir kadın istedim. Fakat beni buna pişman etmeyecek, o gözyaşlarının zayıflık değil, duygu seli olduğunu bilen ve “Gözyaşına kurban olurum senin” diyebilecek bir kadın istedim.
Hamarat olsun istedim tabii ki, beni de ateşlesin, yapmadığım, ötelediğim işleri bana yaptırsın istedim. Fakat öyle klasik kadın yöntemi ile kafamın etini yiyerek, dırdır ederek değil, bana örnek olarak, beni utandırarak yapsın istedim bunu.
Yetenekli bir kadın olsun istedim, gerektiğinde hani benim elim bir türlü değmemişse bozuk prize, eline tornavidayı alabilecek bir kadın olsun istedim.
Yardımsever bir kadın olsun istedim. Kendi parasını da kazanan bir kadın olsun ama benim verdiğim paralardan da zulaya atsın bir şeyler, fakat o paralarla mesela birilerine yardım etsin sonra da bunu bana anlatsın istedim, ki böylece benimde zengin gönlümün, yardımseverliğimin değerini de anlayabilecek bir kadın olsun istedim. O ay bütçede verdiğim açığın sebebi için kafamın etini yemesin, birine el uzattığımı anlasın istedim.
Bir kadın istedim, sokakta biri laf attığında çantayı kafasına geçireninden olsun istedim. Şöyle gözü pek bir kadın. Kadınsı bir kadın istedim, delikanlılık kalbinde olsun ama kendisi çok afili bir kadın olsun istedim.
Bana şiirler, öyküler yazdıracak kadar ruhumda fırtınalar koparacak, şiirlerimi ezberleyecek bir kadın istedim. Sinirli olduğumda üstüme gelmeyecek ama sonradan canıma okuyacak bir kadın istedim.
Ben, kendi falına baktırmak için elinde fincanla dolaşan değil, benim kahve falıma bakacak, falımda bana bir kadın çıkarıp, sonra da “Kim bu kadın bakayım” diye şakadan hesap soracak bir kadın istedim. Kapris yapmayanı olur mu demeyin! Ben vallahi kapris yapmayacak bir kadın istedim.
Ben, kanaatkâr, tok gözlü, bir kadın istedim. Öyle bana “Ayşe hanımın kocası ne almış biliyor musun? ” demeyecek bir kadın istedim. Ben zenginliği de tatmış ama günü geldiğinde bütün o serveti elinin tersi ile itmiş, gerçekten soğan ekmek yenecek günlerde de bana destek olabilecek bir kadın istedim. Ben derdimi anlatmak istemediğim de beni deşebilecek ama bunu beni sıkmadan yapabilecek bir kadın istedim.
Ben onurum için mesela rütbe ve makamlarımı terk etmek istediğimde “Ama biz ne olacağız, nasıl geçineceğiz” demeyen, “Aslanım benim seninle gurur duyuyorum” diyebilecek bir kadın istedim. Ben bir eşi ya da sevgiliyi sadece geleceğinin garantisi, huzur ve güvenin timsali olarak görmeyen, aşkın kıymetini bilen bir kadın istedim.
Ben kural tanımayan, toplum kurallarının aşkı zehirlediğini bilen, aşkı için hani tahtını da bırakabilecek, her şeyi ve herkesi elinin tersi ile itebilecek bir kadın istedim. Ben, sır tutabilecek bir kadın, ben halden anlayacak bir kadın istedim.
Şefkatli olsun istedim ben o kadını. Yeri geldiğinde anne gibi olabilecek. Mesela ben uyurken üstümü örtecek bir kadın olsun istedim ve örtüp gitmesin hemen, birde uykumda yanağımdan öpsün istedim.
Ben, bir söylüyorsam, sevdiğini İki defa söyleyen olsun istedim. Durup durup sarılan, yanağımdan makas alan bir kadın istedim. Ben yıldızları birlikte seyredebileceğim, dizine yatabileceğim ve o sırada saçımı okşayacak bir kadın istedim. Ben sofrada mum yakabilecek, şarkımız çaldığında gözümün içine bakıp gülümseyecek, yatmadan önce her gece beni dansa kaldırabilecek bir kadın istedim.
Ben böyle istedim işte!
Sağlıcakla ve sevgiyle kalın..
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.