“Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.”
Mustafa Kemal Atatürk
Ben gerçekleri haberleştirdikçe sevmediler beni… Çıkarcılar, yalancılar, iftiracılar, yalakalar, ırkçılar, hırsızlar, katiller sevmedi, kaçakçılar, teröristler de sevmedi.
Basın istihbarat servisinde çalışırken sürekli gerilim ve stres içindesinizdir, haber için tartıştığım, kavga ettiğim insanlar da sevmedi mesela. Tabii ki meslek hayatım boyunca doğrularımı söyledim, doğrularımın peşinden gittim, bir takım insanlarla habercilik adına kavga ettim. E böyle sivri dilli, gazetecilik adına geri vitesi olmayan bir adam olunca sizi sevenler kadar sevmeyenlerin de olması çok doğal. Ha şunu da söylemeliyim ki; çok sözde gazetecinin tekerine de çomak soktum, ben bu kutsal mesleği yerlerde süründürtmem. İftiharla söylüyorum ki, ben bu işi layıkıyla yapıyorum ve ortaya kellemi koydum. Ben bugünlere kolay gelmedim.
Neyse konumuza geçelim ve bodoslama dalıyorum konuya…
Ben, İzmir Tire Belediyesi hakkında, Tire’de yaşanan bir olay ve olaylar hakkında yazdığım, haber yaptığım zaman Tire Yerel Basınındaki arkadaşlara “Bak Serkan yaptı haberi, siz buradan yapamıyorsunuz” diyorlarmış, o arkadaşlar da “Serkan İstanbul’da yaşıyor, oradan rahat rahat yazıyor” diyormuş…
Arkadaşlar bu ne kadar sığ bir düşünce, ben İstanbul’daki bir belediye, bir olay, bir kurum ya da kişi hakkında haber yapmıyor muyum? Yapıyorum, sonuna kadar da gidiyorum ve siz de bu yazılarımı, haberlerimi, postlarımı okuyorsunuz…
Mesela benim babam Cumhurbaşkanlığında 36 yıl görev yaptı, Cumhurbaşkanlığı ve ona bağlı kurumlar hakkında haber yapmıyor muyum? Ben bir zamanlar CHP üyesiydim; CHP’yi, Genel Başkanını, milletvekillerini, İl ve İlçe Başkanlarını ve belediye başkanlarını en çok ben eleştirmiyor muyum?
Yeri geldiğinde yerden yere vurmuyor muyum? Yalan mı? Bir Allah’ın kulu yalanlayamaz!
Bunlara benzer birçok şeyi yazabilirim buraya! Ben nerede olursam olayım, hangi ülkede ya da hangi şehirde yaşarsam yaşayayım hep işimi düzgün yapmaya çalıştım/çalışıyorum, gazeteciliği layıkıyla yapmaya çalışıyorum her zaman. Bu yüzden çok bedel ödedim, ödemeye de hazırım, yeter ki kalemim yere düşmesin…
Peki, siz ne yaptınız arkamdan dedikodu üretmekten başka?
Bakın, benim sizinle sorunum yok, olmaz da, benim sorunum arkamdan dedikodumu yapmanız, benim sorunum iftiralar, benimle bir merhabası bile olmayan insanların iftiralarla konuşması…
Beni konuşmayı bırakın ve işinizi yapın lütfen. Ben yanlışı da, doğruyu da ve haber değeri olan her şeyi yazmaya devam edeceğim korkmadan, maddi manevi beklentiye girmeden.
Sağlıcakla kalın..
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.