Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülen ‘sansür yasası’ ile ilgili değerlendirmelerde bulundu…
Türkiye’de ‘haberleşme özgürlüğüne büyük engel gelecek, sosyal medyaya sansür uygulanacak’ endişelerinin yükseldiği bir dönemde iktidar partisi AKP, ‘dezenformasyonla mücadele’ adı altında yürüttüğü yasa teklifini Meclis’e getirdi.
Teklife ilişkin yanıtı en çok merak edilen soru, ‘dezenformasyon suçunun’ detayları oldu.
İfade Özgürlüğü Derneği kurucusu ve bilişim hukuku uzmanı Prof. Dr. Yaman Akdeniz, kişisel Twitter hesabı üzerinden yaptığı bilgilendirmede öncelikle madde başlığında yer alan ‘halkı yanıltıcı bilginin’ ne olduğunun tanımlanmadığını vurguladı.
“Madde başlığında bulunan ‘yanıltıcı’ kelimesi madde metninde yok. Madde metninde geçen ‘gerçeğe aykırı bilgi’ tanımı da maddede yok. Bir bilginin ‘halkı yanıltıcı’ veya ‘gerçeğe aykırı’ olduğu değerlendirmesini kim yapacak?” sorusunu yönelten Akdeniz, şöyle devam etti:
“AİHM içtihadında (AYM de öyle), özellikle siyasi nitelikli söylem, haber ve içerikler söz konusu olduğunda tüm olguların gerçek olduğunun kanıtlanması gerekmiyor. Olgusal temeli olan değer yargıları da ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiriliyor.
Kaldı ki ‘gerçeğe aykırı bilgi’nin ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili olması gerekiyor. Dolayısıyla, her türlü ‘gerçeğe aykırı’ bilgi için ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçu kullanılamaz.
AYM, 5651 sayılı Kanun’un 8/A maddesi kapsamında verdiği kararlarında defalarca kamu düzeni ve milli güvenlik gibi kavramların hakimler ve mahkemeler tarafından ne olduğunun açıklanmadığını belirtmiştir.
Dahası, bu tip ‘gerçeğe aykırı bilgi’nin halk arasında ‘endişe’, korku,’ ve ‘panik’ yaratması gerekirken bu kelimeler de kanun maddesinde tanımlanmamış. Bütün bu kargaşanın içinden yüce Türk yargısı nasıl çıkacak?
Almanya, Almanya deyip Macaristan’ın çok tartışmalı bir ceza hükmünü alıp, tercüme edip Türk Ceza Kanunu’na uyarlamakla da ‘dezenformasyon’ sorununu çözemeyeceğiniz açık. Teklifin TBMM’de asla kabul edilmemesi gerekir.”
Viktor Orban başbakanlığında yönetilen Macaristan, anayasal ve seçim sisteminin işleyişi, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı, yolsuzluk ve medyanın kısıtlanması konularında başta Avrupa Birliği (AB) tarafından olmak üzere uzun bir süredir eleştiriliyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop ise geçtiğimiz günlerde düzenlemeyle ilgili yaptığı açıklamada, açıkça Macaristan’daki sistemi örnek aldıklarını dile getirmişti:
“(…) Bu yasa çok önemli. Geçtiğimiz günlerde Macaristan ziyaretini gerçekleştirdik. Orada muhataplarımızla görüşmeler yaptık. Başbakanla, cumhurbaşkanı ile görüştük. Bize sosyal medya üzerinden Macaristan seçimlerinin nasıl maniple edilmeye çalışıldığını, komşu ülkelere konuşlanan ekiplerin neler yaptıklarını anlattılar. Çok sayıda örnek verdiler. Dünyanın bütün ülkelerinde bu konu gündemde. Sosyal medya alanı suç işleme özgürlük alanı olmamalıdır. Buna izin verilemez.”
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.