Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yasama yılı münasebetiyle TBMM’de yaptığı konuşmada, ekonomide büyüme kaydedildiğini belirterek olumlu bir seyir olduğundan söz etti ve “Bunları anlatırken sorunları da görmüyor değiliz. Vatandaşımızın yüksek enflasyon ve döviz kurundaki yükseliş sebebiyle yaşadığı refah kaybının önüne geçmek için tedbir alıyoruz” ifadelerini kullandı…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 27. dönem 6. yasama yılı açılış konuşmasını yaptı.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Bilindiği gibi bugün Meclis’imizin yeni dönem açılışını yapıyoruz. Meclis’imizin pek çok düzenlemeyi hayata geçireceğine de inanıyorum. Türkiye sekiz ay sonra gideceği seçimlerde, TBMM üyelerini ve yürütmenin temsilcisi Cumhurbaşkanını belirleyecek. Dünyanın ve bölgemizin tarihi günler yaşadığı, asırlık dengelerin kökünden sarsıldığı dönemde bu seçimleri yapacağız. Dünyanın ve ülkemizin köklü değişimler yaşadığı bu dönemde biz de seçimlerimizi yapacağız. Milletvekillerimizin üstlendiği misyonun gereklerini yerine getirerek milletimizin gönlünde yer aldığını biliyorum. Bu şeref çocuklarınıza da kalacak. Yaptıklarınız ve yapacaklarınız için şükranlarımı sunuyorum.
Önce milli mücadelede, sonra da 15 Temmuz gecesi gazi unvanıyla şereflenen Meclis’imiz dünyadaki parlamentolar arasında özel bir yerdedir. Şimdi karşımızda darbecilere direnen bir Meclis var. Her türlü tehdide rağmen milletin menfaatini canı pahasına koruyan bir Meclis var. Meclis’imizin zaman zaman iftira denebilecek ithamlarla karşılaşmasının sebebi de bunu istemeyenlerdir. Bunlar Meclis’imizin onurlu duruşundan rahatsızdır. Ama biz kimin ne dediğine ne istediğine değil milletimizin neye ihtiyacı olduğuna bakıyoruz.
İstiklalimizi ve istikbalimiz aydınlatan en önemli reformlardan biri hiç şüphesiz Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemidir. Yasama, yürütme ve yargı artık aynı ortak gaye doğrultusunda, birbirlerini destekleyen bir anlayışla çalışmaktadır.
Ülkemizi yeni sivil, kapsayıcı ve vizyoner bir anayasaya da kavuşturacağız inşallah. Bu konuda daha önce yaptığımız samimi çağrılar maalesef yanıtlanmadı. Ama yapacağımız yeni anayasayla artık darbenin son izleri de silinecek. Bunu gençliğimize hediye edeceğiz. Türkiye’yi darbelerin, baskıların, zulümlerin utancından; vatandaşımızı dini, kılık kıyafeti sebebiyle horlanmaktan beraber kurtardık. Yeni anayasayı da bu kazanımlar yönünde inşa edeceğiz.
Uzun yıllar boyunca ülkemizin en önemli gündemi terör sorunuydu. Yaptığımız operasyonlarla sınırlarımızda yeni bir güvenlik ve huzur ortamı oluşturduk. Bunu kimse inkar edemez. Ufak tefek girişimleri de engelliyoruz. Tehditleri kaynağından yok ederek stratejilerimizi ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ anlayışıyla hayata geçiriyoruz.
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin yapıldığı 2018 yılının ardından dünya ikinci cihan harbinin ardından yaşadığı en büyük sınavı yaşadı. Biz de ülke olarak bununla mücadelemizi sürdürdük. En çok hayatı etkileyen mesele ise ekonomidir. Türkiye ekonomi modeline ilişkin yaklaşımlarımızı dün bir grup yabancı iktisatçıyla da değerlendirdik. Bizim modelimiz kesinlikle akıntıya kürek çekme gibi bir eylem barındırmıyor. Biz maruz kaldığımız sinsi oyunlara karşı kendi modelimizi geliştirdik. Sahip olduğumuz potansiyelle en üst düzey uyumlu bir yol seçtik. Ekonomi modelinde tercih değişikliğine durduk yere gitmedik. Şayet maç sürerken oyunun kurallarını bizim aleyhimize değiştirmeye çalışmasalardı bunu yapmayabilirdik. Ama sınırlarımızı korumak için nasıl mücadele verdiysek, darbelere nasıl karşı koyduysak burada da onu yaptık.
Türkiye ekonomi modelinin başarısında sahip olduğumuz üretim ve ihracat gücümüzün büyük faydası vardır. Bizim bu model anlayışımızın temelinde insan vardır. Vatandaşımızın iş ve aş sahibi olması amacında hareket ettik. Başta bizi eleştirenlerin bizimle aynı yere gelmesini de şimdi izliyoruz.
Bunları anlatırken sorunları da görmüyor değiliz. Vatandaşımızın yüksek enflasyon ve döviz kurundaki yükseliş sebebiyle yaşadığı refah kaybının önüne geçmek için tedbir alıyoruz. Geçtiğimiz aralıkta döviz kurundaki artışla KKM ve asgari ücret artışı gibi önlemler almıştık. İnşallah bu ücret artışını da yükselteceğiz. Dediğim gibi hiçbir vatandaşın, enflasyonun altında ezilmesine izin vermeyeceğiz. Tüm dünyanın uğraştığı enflasyon sorununa karşı mücadelemizle inşallah dünyaya örnek olacağız.
Son dönemde kimi bölgesel krizlerle de mücadele edip kuklaların değil onların ipini ellerinde tutanlara karşı adımlar atıyoruz.
İktidarı devraldığımız 2002 yılında milletimize söz verdik; ülkemizi sağlık, adalet, güvenlik gibi birçok alanda yükselteceğiz diye. Söylediklerimizi yerine getirdik. Eğitime ayırdığımız bütçeyi de 350 milyarın üstüne çıkardık. 750 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Emeklileri söylemiyorum bile. Son dönemde yardımcı kitaplar da yavrularımıza ücretsiz olarak dağıtıldı. Eğitimde fırsat eşitliğini sağladık.
Şehir hastanelerimizle ülkemizi sağlıkta eşsiz bir yere taşıdık. Yükseköğretimde yurt yatak kapasitemizi de 850 bine çıkardık. Şu an KYK kurumunda yerimiz çokça müsait. Başvurulara cevap vermede en ufak sorunumuz yok. Burslarımızı da yükselttik.
Kadınlarımızı istihdamda yükseltmek, şiddet başta olmak üzere tüm sorunlardan korumak üzere tarihi adımlar attık. Aile yapımıza karşı bazı planların da farkındayız. Maddi ve manevi her şekilde aile yapımızı korumakta kararlıyız.
Hakim ve savcı sayımızı 22 bine yükselttik. Mahkeme sayısını yüzde 40 yükselttik. Mahalli idari sistemimizi güçlendirdik. Muhtarlıklarımızı güçlendirdik.
Suriye’de sınır ötesi harekatlarımızın başladığı günden bu güne oluşturduğumuz güvenli bölgelere 526 bin geri dönüş oldu. Güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna engel olduk, oluyoruz.
Yaptıklarımıza yapacaklarımızı da ekliyoruz. 3 milyon konutun dönüşümünü de tamamladık. Böylece bir deprem ülkesi olan ülkemizde 12 milyon vatandaşımızı güvenli konutlara yerleştirdik. 100 bin konut arası ve 10 bin iş yerinin inşasına da başlıyoruz. 100 bini 1 milyona çıkaracak çalışmaları da yürütüyoruz. 81 şehrimize 81 milyon metrekare millet bahçesi kazandırma hedefimiz çerçevesinde de çalışmalarımız sürüyor, 2023’te bunu tamamlamış olacağız.
Çiftçimize toplam 183 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Cari rakamlarla bu rakam 465 milyar liraya tekabül ediyor.
Satın alma gücü paritesine göre Türkiye 2021′ de dünyanın en büyük 11. ekonomisi, Avrupa’nın ise 4. ekonomisi haline geldi. Türk ekonomisi 2002-2021 döneminde yıllık ortalama yüzde 5,5 büyüme kaydetti. Geçtiğimiz yıl yüzde 11 oldu. İhracatımız 250 milyar doların üzerine çıktı.
TOBB’un Gemlik’teki fabrikasını da 29 Ekim’de açıyor, yerli üretimi başlatıyoruz.
Savunma sanayiinde de dünyanın taleplerine de yanıt verecek bir sistem kurduk. Kendi sanayi araçlarını üreten ve ihraç eden sayılı ülkelerdeniz. Bu nedir biliyor musunuz? Kendinize yetebilme noktasındaki en önemli yer.
Ülkemizin enerjide dışa bağlılığını da adım adım azaltıyoruz.
Turizmde salgının yol açtığı kaybı önleyip önüne dahi geçiyoruz.
Cumhurbaşkanlığına bağlı ofisler ve kurumlar da ülkemize çok katkı sağlıyor. Gördüğünüz gibi hizmet ve eserlerimiz ne kadar saysak da bitmiyor. İnsanlık salgın ve demokratik tehditler gibi zor bir dönemden geçiyor. Türkiye de dünyada yaşanan bu olaylardan en çok etkilenen ülkelerden biridir. Ama içe kapanma gibi bir ihtimalimiz yok. Kimse Türkiye’yi 780 bin kilometrekareye hapsedemez.
Uluslararası platformlarda fikirleri alınan, kimi zaman arabulucu olarak devreye giren bir diplomatik güç haline geldik. Ukrayna’daki arabulucu pozisyonumuz bunun en yakın örneğidir. Ki başta bizim politikamızı eleştirip bizi yalnız kalma ihtimaliye suçladılar. Ani ve yanlış kararlar almamız yönünde baskı yaptılar ama yapmadık. Her iki ülkeyle olan yakın ilişkilerimizi de göz önünde bulundurarak fitneyi körüklemek yerine ılımlı davrandık.
“Dünya 5’ten büyüktür” konseptimiz de artık iyice kendini gösteriyor. Son dönemde daimi üyelerle ilgili, değişikliklerle ilgili fikirler de dünyada dile getiriliyor. Bunu görmek istemeyenler olsa da dünya da nasıl önemli bir yerde olduğumuz yurt dışında biliniyor.
Katıldığımız Şanghay Zirvesi, ülkemizin genişleyen dış politika vizyonunun örneği olmuştur. Bu zirvede Türkiye’nin, Batı’nın yanında Doğu’da önemli bir ittifak parçası olduğunu görüştük. NATO’da terörle mücadeledeki beklentimizi de belirttik. İsveç ve Finlandiya’nın verdiği sözleri yerine getirip getirmediğinin de takibindeyiz.
Suriye’deki operasyonlarımızda, terörle mücadelemizde olduğu gibi bir mücadeleyle yurt dışındaki FETÖ’cü hainlerin de iade edilmesi için uğraşıyoruz.
Azerbaycan’da yaşananlar, bölgede kalıcı barış ve huzurun yerleşmesi önünde engel olmamalı. Prag Zirvesi’nde Paşinyan’la da bir görüşme olayımız var.
Değerli milletvekilleri, önümüzdeki yıl kutlayacağımız, Cumhuriyetimizin 100. yılına atıfla, 2023’te milletimizin karşısına yeni bir sözle çıkıyoruz. Bu söz, yaptığımız eser ve hizmetlerin üzerine Türkiye 100 yılı inşa etmesidir. Milletimizin asırlık hayallerini hayata geçirmekte kararlıyız. Bu duygularla bir kez daha yeni yasama yılımızın hayırlı olmasını diliyorum.”
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.