Yarın ikincisi gerçekleşecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarının ilki yapıldı. Hükümet kanadının, asgari ücrette iyi bir iyileştirme yapmasının “siyasi bir zorunluluk” olduğu belirtilirken, hükümet ve işçi tarafında ücreti “yukarıya doğru ilerletme” motivasyonunun oluştuğu aktarıldı. Hükümetin 8 bin TL üzerinde bir teklifle masaya oturacağı düşünülüyor…
Enflasyonun fahiş artışı vatandaşın boğazını sıkarken, merakla beklenen asgari ücret zammı için ilk Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı yapıldı. Asgari ücret çalışmalarında hükümet ve işçi tarafında ücreti ‘yukarıya doğru ilerletme’ hedefinin olduğu bildirildi.
Avrupa’da durgunluk işaretleri, Türkiye ekonomisinin büyümesindeki yavaşlama, alım gücündeki gerileme ve yüksek enflasyonun hız kaybetse de 2023’te devam edecek olması, milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi gündemiyle birleşince asgari ücretin tespiti için yapılan çalışmalarda sosyal baskı öne çıktı.
Geçmişte, beklenen enflasyon ve mevcut ekonomik gelişmeler ışığında yapılan hesaplamalara dayalı olarak, siyasi etkiyle bir miktar yukarı taşınarak tam uzlaşma sağlanamasa da fazla zorlanılmadan belirlenebilen ücret, bu kez aylar süren tartışmalara sahne oluyor. 8-9 bin TL arasında asgari ücreti yukarı taşıma üzerine “oyun planı” Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını yaptı.
İşçi tarafı bu toplantıda “teknik” veriler olan kalori ihtiyacı, bu ihtiyacı karşılayacak besinlerdeki fiyat artışı, genel ekonomik değerlendirme gibi bilgileri talep etti. İkinci toplantı 14 Aralık günü olacak. Daha sonraki takvim belirlenmese de üçüncü, belki de dördüncü toplantının yapılması gerekecek. Her zaman olduğu gibi komisyon belirli bir aşamaya geldikten sonra Cumhurbaşkanı’nın da devreye gireceği bir aşamaya gelinecek.
2023’ün seçimli ve zor ekonomik koşullu gündeminde, mevcut alım gücündeki aşınma da dikkate alındığında işçilerin tatmin edilmesi “siyasi bir zorunluluk” olarak yorumlanıyor. İşçi tarafı da bu gündemi gözlediğini açıkça ortaya koydu. “Sırtımızda yumurta küfesi yok, içimize sinmeyen bir rakama imza atmayız” diyen TÜRK-İŞ’in komisyondaki heyetinin başkanı Pevrul Kavlak, “Üçlü mutabakat sağlanmazsa imza atmayacağız, niye atmadığımızı da çıkacağız, kamuoyuna basına medyaya açıklayacağız” sözleriyle siyasi gündeme işaret etti. Pazarlık masasında ise TÜRK-İŞ Başkanı’nın yanlış anlaşılan açlık sınırına yönelik değerlendirmesine rağmen, hükümet kanadının 8 bin TL’nin üzerinde bir ilk teklifle masaya oturacağı tahmin ediliyor. Bunda, TÜİK’in yapacağı hesaplama ana rollerden birini oynayacak. Ağır, orta ve hafif işlerde çalışan bir işçinin günlük kalori ihtiyacına ve bunu sağlamak ile deneli bir beslenme için gerekli gıdanın tutarına yönelik hesaplamalar geçmiş yıllarda komisyona sunuluyordu. TÜİK her ne kadar Türkiye geneli fiyatlar üzerinden oluşturduğu veri tabanını kullansa da zaten gıda fiyatlarındaki artış tüm yurtta yüksek seyrediyor.
Muhtemelen hükümet kanadından gelecek ilk teklifle birlikte vergi ve diğer unsurlar dikkate alınarak ücretin yukarıya doğru gitmesi için çeşitli görüşmeler yapılacak. İşçi kanadı, hükümet ya da işveren bir rakam telaffuz etmedikçe açıklama yapmayacağını ilan etti. Ücreti yukarı çekmek için kullanılacak araçlar ise kamunun teşviki ile gelir vergisi düzenlemesi. Gelir vergisi düzenlemesinde kamunun bir miktar vergi kaybına uğraması söz konusu olabilecek ancak nihayetinde daha az gelir vergisi, ücretten kesilip devlete verildiği için işveren açısından da finansman ihtiyacını azalması anlamına geliyor. Ücret artışı kaynaklı artacak giderlerin bir kısmı böylelikle sağlanabilecek. Yine ücretleri yukarı çekmek için kullanılacak araçlardan biri de bütçeden sağlanan teşvikler. Geçmiş yıllarda uygulanan teşvikin biraz daha yükseltilerek verilmesi de pazarlığa konu edilecek. Bütün bunların bütçe yüküne ilişkin ise zaten şu anda fiyatlardaki şişmelerden kaynaklı olarak vergi vb. gelirlerde artış söz konusu. Enflasyon muhasebesinin uygulanmaması halinde önemli miktarda bir vergi geliri artışı fiktif olarak zaten gerçekleşecek. OVP’de 2023 enflasyon hedefi yıllık yüzde 24,9 olarak öngörüldü, Merkez Bankası Aralık ayı başında TBMM’ye yapılan sunumda 22,3 tahminini açıkladı ancak baz etkisine rağmen bu hedefe yönelik işaretler zayıf görünüyor.
Hem siyasi, hem de ekonomik zor bir döneme denk gelen 2023 asgari ücret çalışmalarında hükümet ve işçi tarafında ücreti “yukarıya doğru ilerletme” motivasyonu oluştu. Kendiliğinden bir siyasi gündem olsa da aslında hükümet ya da Cumhurbaşkanı’nın da taraflara baskı yapma gücü bulunuyor.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.