İngiltere’de Boris Johnson’ın istifasının ardından yeni başbakan Liz Truss oldu. Oylama sonuçlarının ardından konuşan Truss, ilk açıklamasında “Vergileri azaltacak ve ekonomimizi büyütecek cesur bir plan sunacağım” dedi. Johnson’ın görevini resmen devretmesi için prosedür yarın başlayacak…
Serbest piyasa ekonomisinin ateşli bir savunucusu olan Truss, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilecek.
İngiltere’de Boris Johnson’ın istifasının ardından Muhafazakar Parti’nin yeni lideri ve yeni başbakanı seçme süreci tamamlandı. Sadece Muhafazakar Parti’nin kayıtlı üyelerinin oy kullandığı seçimde, 60 bin 399 oya karşı 81 bin 326 oyla İngiltere’nin yeni başbakanı Liz Truss oldu.
Parti liderliği seçiminde 47 yaşındaki Truss, 42 yaşındaki eski Maliye Bakanı Rishi Sunak ile yarıştı. Truss liderlik yarışında oyların yüzde 57.4’ünü alırken, Sunak’ın oy oranı yüzde 42.6’da kaldı. 654 oy geçersiz sayılırken, seçime katılım oranı yüzde 82,6 oldu. Truss yarın (6 Eylül) Kraliçe 2. Elizabeth tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilecek ve ülkenin yeni başbakanı olacak.
TRUSS: EKONOMİMİZİ BÜYÜTECEK CESUR BİR PLAN SUNACAĞIM
İngiltere’nin yeni başbakanı Liz Truss, Muhafazakar Partinin yeni lideri olarak seçmenlere verdikleri vaatleri yerine getireceğini belirterek, “Vergileri azaltacak ve ekonomimizi büyütecek cesur bir plan sunacağım” dedi.
AA’nın aktardığına göre, Truss, oylama sonuçlarının açıklanmasının ardından yaptığı ilk açıklamada, partisinin yeni lideri olarak seçilmekten ‘onur duyduğunu’ söyledi. Konuşmasında, “dostum” olarak hitap ettiği Boris Johnson’a da teşekkür eden Truss, “Boris, Brexit’i yaptın, (ana muhalefetteki İşçi Partisinin eski lideri) Jeremy Corbyn’i ezdin, aşıyı çıkardın ve (Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin’e karşı çıktın. Kiev’den Carlisle’a kadar takdir ediliyorsun” ifadelerini kullandı.
Truss, partisinin gelecek iki yıl içerisinde seçmenlere verdiği sözü yerine getireceği taahhüdünde bulunarak, “Parti lideriniz olarak, büyük ülkemizde oy verenlere söz verdiğimiz şeyi yerine getirme niyetindeyim” dedi. Vaatlerine ilişkin ise “Vergileri azaltacak ve ekonomimizi büyütecek cesur bir plan sunacağım” diyen Truss, artan enerji faturaları konusunda, sadece faturalarla değil, aynı zamanda uzun vadeli enerji tedarik sorunlarıyla da ilgileneceğini söyledi.
ERKEN SEÇİME GİTME ZORUNLULUĞU BULUNMUYOR
İngiltere’de başbakanın istifası, genel seçimlere gitme zorunluluğuna yol açmıyor. İktidardaki parti yeni bir lider seçiyor. İngiltere’de seçim sürecinin ilk aşamalarında, partili milletvekilleri iki aday kalıncaya dek oylama yapmış, Muhafazakar Parti liderliği için 20 Temmuz’da yapılan ilk oylamada Sunak ve Truss ilk iki sırayı almıştı.
Muhafazakar Parti lideri ve yeni başbakanı belirlemek için yapılan parti içi oy kullanma işlemleri, siber saldırı tehlikesi nedeniyle daha önce ertelenmişti. İngiltere’de Muhafazakar Parti’nin kazandığı son genel seçim 12 Aralık 2019’da gerçekleştirilmişti.
Truss’ı yeni görevinde bekleyen ilk görev enerji krizi olacak. Truss, geçtiğimiz günlerde BBC’ye yaptığı açıklamada, başbakan olması halinde bir hafta içinde enerji krizine çözüm bulmaya yönelik bir planı kamuoyuna açıklama sözü vermişti.
LIZ TRUSS KİMDİR?
47 yaşındaki sağcı siyasetçi Liz Truss, İngiltere’de serbest piyasa ekonomisinin en ateşli savunucularından biri. Destekçileri tarafından “kabinedeki tek gerçek kapitalist” olarak tanımlanan Truss, sosyal güvenlik primlerinin artırılması gibi emekçiler adına yapılacak iyileştirmelere karşı çıkarken, ‘özel girişimciliğin teşvik edilmesi gerektiğini’ savunuyor.
Oxford’da üniversite eğitimini tamamlamasının ardından Shell ve Cable&Wireless şirketlerinin muhasebe bölümlerinde çalışan Truss, siyasette ise önce Liberal Parti’ye daha sonra da Muhafazakâr Parti’ye yöneldi.
Truss, 2001 genel seçimlerinde Hemsworth, West Yorkshire için Muhafazakâr Parti adayı olarak yarıştı ancak kaybetti. 2005’te bir seçimde daha kaybeden Truss, 2006 yılında Greenwich meclis üyesi olarak seçildi; 2008’den itibaren Reform isimli bir ‘think tank’ (düşünce kuruluşu) için çalışmaya başladı.
2010 yılında Muhafazakâr Parti lideri David Cameron, Truss’ı öncelik adaylarında “A listesine” koydu ve Truss, South West Norfolk’tan seçildi. Truss 2012 yılında Eğitim Bakan Yardımcısı olarak Muhafazakar-Liberal Demokrat koalisyon hükümetine katıldı. Liberal Demokrat Parti’nin lideri Nick Clegg ile eğitim reformu konusunda anlaşmazlığa düştüyse de 2014 yılında Çevre Bakanı oldu. 2016 yılında Theresa May hükümetinde Adalet Bakanı olarak görev aldı ve bir yıl sonra da hükümetin ekonomik programının kalbi olan Hazine Baş Müsteşarlığına getirildi.
AB’DE KALMA KONUSUNDAKİ TUTUMU DEĞİŞTİ
Truss’ın Britanya’nın yakın geçmişindeki en büyük siyasi mesele olan Avrupa Birliği’nden ayrılma konusundaki görüşü içinde yıllar içinde değişti. Truss, Brexit konusunda “AB’de kalmayı” destekleyen kanatta yer almıştı. Öte yandan Truss, Brexit sonrası yaptığı açıklamalarda Avrupa Birliği’nden ayrılmanın iyi sonuçlar doğuracağını düşündüğünü söylemişti.
Truss, 2021 yılında Dominic Raab’ın yerine, hükümetin en üst düzey pozisyonlarından birine geçerek Dışişleri Bakanı olmuştu.
İngiltere’den Ukrayna saflarında savaşmaya gidebilecek kişileri teşvik eden açıklamaları ile tepki çeken Truss, Rusya’ya karşı sert söylemleriyle biliniyor.
Truss, geçen ay enerji şirketlerini savunan bir açıklamayla da eleştirilerin hedefi olmuştu. Enerji fiyatlarının artması nedeniyle enerji şirketlerine yönelik eleştirilere katılmadığını söyleyen Truss, “Kâr etmek, pis ve şeytani bir şey değil” ifadelerini kullanmıştı.
TÜRKİYE’YLE SIĞINMACI ANLAŞMASI İDDİASI
İngiltere’nin ülkedeki sığınmacıları Ruanda’ya gönderme yönünde yaptığı tartışmalı anlaşmanın etkilerinin sürdüğü günlerde Dışişleri Bakanı olan Truss’ın anlaşmayı “Türkiye gibi ülkeleri de ekleyerek” genişletmeyi planladığı iddia edilmişti.
The Times’ın aktardığına göre, Dışişleri Bakanı Truss’a yakın bir kaynak, Truss’ın Ruanda’yla yapılan anlaşmanın bir benzeri için Türkiye’yi “potansiyel” olarak gördüğünü söylemiş, “Türklerin buna hazır olup olmadığı başka bir soru” demişti.
Tepki çeken iddianın ardından Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, “Bu iddiaların asılsız olmasını ümit ediyoruz. Türkiye herhangi bir ülkenin sığınmacı kampı veya sınır muhafızı olmayacaktır” şeklinde bir açıklama yapmıştı.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.