Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bu sabah saat 03.29’da, İzmir’in Buca ilçesinde meydana gelen 4.9 büyüklüğündeki depremin ne anlama geldiğini anlattı…
Yunanistan’ın Sisam Adası açıklarında, 30 Ekim 2020’de yaşanan ve İzmir’in Seferihisar ilçesine 23 km uzaklıktaki 6.9 büyüklüğündeki deprem, 119 canımızı kaybetmemize ve 1053 kişinin ise yaralanmasına neden olmuştu.
Bu depremden 2 yıl sonra bu sabah saat: 03.29’da, 4.9 büyüklüğündeki depremle İzmirliler güne uyandı. Depremin merkez üssü İzmir’in Buca ilçesiydi. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Buca depreminin anlamını Habertürk’ten Alper Uruş’a anlattı.
Sözbilir’in açıklamaları şöyle:
“Bu sabah meydana gelen Buca merkezli deprem, 4.9 büyüklüğündeydi. Bu deprem oluş yeri itibariyle Türkiye Diri Fay Haritası’nda çizilmiş bir fay değil. Bu depremi üreten fay şu ana kadar yaptığımız çalışmalara göre Buca Fayı olarak değerlendirilebilir.
Buca Fayı, Buca göletten başlayıp Gaziemir’e doğru uzanan ve Buca güneyinden geçen doğu-batı uzantılı bir fay. Batıda da Tuzla fayına bağlanıyor. Yani Tuzla fayının en kuzeydoğudaki son parçası gibi düşünebiliriz.
Bu fay 5 kilometre uzunluğunda bir fay, üretebileceği deprem de 5 civarında olur bu tür fayların. Yani yıkıcı deprem sınırında deprem üretme potansiyeli olan bir fay. Bu yaşanan 4.9’luk ana şoktan sonra tabii ki artçı şoklar başladı. Onlar devam ediyor. Şu an 2.5-3 büyüklüğünde depremler oluyor. 50 civarında deprem oldu.
Özellikle 30 Ekim 2020 Sisam Depremi’nden sonra tabii ki gerilim, stres başka fay hatlarına aktarılmış durumda. Yine geçenlerde olan Kuşadası Körfezi’ndeki deprem de Sisam depreminin ardından tetiklenen faylarda olan depremler.
Gümüldür fayı, Efes fayı, Denizli’de olan depremler de bu etkiyle deprem üretiyor. Buca fayı bunlardan bağımsız bir fay hattı.”
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.