Montrö Sözleşmesi ile ilgili kamuoyuna açıklama yaptıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan 104 emekli amiral bugün hakim karşısındaydı.

Ankara 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, savcının esas hakkında mütalaasını açıklaması bekleniyordu.

Fakat savcı mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Yerine atanan savcı da süre talebinde bulundu ve duruşma 7 Ekim’e ertelendi.

104 emekli amiral, geçen yıl Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve sarıklı fotoğrafları ortaya çıkan Tuğamiral Mehmet Sarı ile ilgili bir basın açıklama gerçekleştirmiş, ardından dava açılmıştı. Haziran ayında görülen duruşmada esas hakkında mütalaa açıklanması için dosya savcıya gönderilmişti.

Avukat Hüseyin Ersöz, alınan kararı ve davanın geldiği aşamayı şöyle değerlendirdi. “Savcının mazeret bildirip yerine başka bir savcının çıkması beklenen bir durum değildi” diyen Ersöz şunları söyledi:

YARGILAMANIN OLAĞAN SEYRİNE UYGUN DEĞİL

*Son duruşmanın üzerinden 3 aya yakın süre geçmiş olmasına rağmen esasa ilişkin mütalaanın açıklanmaması, başkanın çok yakın bir tarihe duruşma günü verip Ekim ayının içerisinde tüm savunmaları tamamlayacağını ifade etmesi yargılamanın olağan seyrine uygun bir durum değil.

*Öyle ki sanıkların sorgularını talimat mahkemelerine müzekkere yazarak alan mahkemenin bu kez yargılamayı uzatmamak için Ankara’da savunmaları alacağını ifade etmesi bazı meslektaşlarımız tarafından ihsas-ı rey, yani görüşünü önceden açıklama olarak değerlendirilmiştir.

*Bu yoruma ben de katılıyorum. Mahkeme heyetinin yargılamanın gelmiş olduğu aşamada Ekim ayı içerisinde hızlıca savunmaları alıp bir an önce karara çıkacağını açıklaması yargılamanın seyrinde alışık olmadığımız bir durumu da göstermektedir.

HIZLI ŞEKİLDE CEZAYA DOĞRU MU GİDİLİYOR?

*Bu durum, tamamen ifade hürriyetinin koruması altında olan bir kamuoyu duyurusuna ilişkin verilebilecek mütalaanın ve aynı zamanda mahkeme kararının rengi konusunda da bir izlenim vermektedir. Bu durum hukuk ilkesi yönüyle de oldukça sorunlu bir yaklaşımı ifade etmektedir.

Diğer dava avukatları da bu kararın, ceza istemeye ve vermeye yönelik bir adıma işaret ettiği görüşünde.