Dünya Mutluluk Raporu’na göre, yaşadığınız ülkenin, şehrin, mahallenin ve yurdun, hepsinin genel olarak mutluluğumuza etkisi var. Bu, mutluluğun kişiden kişiye ve ülkeden ülkeye değiştiği anlamına geliyor. Rapor, ülkeleri vatandaşların sağlığına ve mutluluğuna göre sıralıyor…
Güçlü ekonomiye ve hayat kalitesine sahip olan ülkelerde bu sıralama yükselirken, savaş ve doğal afet vs. sıkıntılarla yüzleşmiş ülkelerde bu sıralama listede daha aşağıda yer aldı.
Bu önemli raporda, insan mutluluğunun ülkeler arasındaki değişimini aşağıdaki altı değişken açıklıyor:
Bu araştırmanın kamu politikası seviyesi üzerinde kullanılması amaçlanmış olsa da araştırmayı kendi mutluluğumuzu bulma yolunda da kullanabiliriz.
Bu listeden öğrenebileceğimiz şey mutluluk iyi bir iş sahibi olarak, sosyal destek ile çevrili olan huzurlu bir yerde yaşayarak, iyi bir sağlığa sahip olarak, maddi ve manevi anlamda cömert olarak elde edilebilir.
Rapor, insanın yaşadığı yerde ne kadar mutlu olduğunu öğrenmek için “Kantril Merdiveni” denen bir yöntem kullanıyor. Araştırmacılar katılımcılara 0’dan 10’a kadar (0. basamak en kötü, 10. basamak en iyi anlamında) basamağı olan bir merdiven düşünmelerini istiyorlar.
Daha sonra ise katılımcılara şu anki yaşamlarının merdivenin kaçıncı basamağında olduğunu soruyorlar. Ancak bu kişisel mutluluğa gelince, araştırmacılar mutluluğu beş yaklaşımla ölçmeye çalıştılar:
Araştırmacılar mutluluğu seviyesini belirleyen hormonlar ve nörotransmitterler gibi biyolojik imleçler arıyorlar. Bir çalışmaya göre dopamin,serotonin, norepinefrin ve endorfin gibi nörotransmitterler mutluluğun kontrolünde rol oynuyorlar.
Ama bu mutluluk imleçlerinin depresyon ile aynı olmadığını bilmek önemlidir. Örnek olarak, eğer seretonin ’in düşük seviyede olması depresyon ile bağlantılıysa, aynı kimyasalın yüksek seviyesi mutluluğu işaret etmiyor.
Bu depresyon ve mutluluğun birbirinin zıt uçları olmadığını ama yine de bağımsız boyutlarda birbiriyle ilişkili olduğunu öne sürüyor.
“Şüphesiz ki insanlara yardım etmek, kalbinizin yapabileceği en iyi egzersizdir.” – John Holmes
Davranışsal bilim insanları, başkalarının mutluluğunu değerlendirmek için gülümsemek, kahkaha atmak ve başkalarına yardım etmek gibi davranışlar kullanırlar. Makaleye göre bir Zürih Üniversitesi çalışması, cömert davranışın size daha mutlu bir hayat verebileceğini buldu. Çalışmada, katılımcılara yakın zamanda değişik miktarlarda para verileceği sözü verildi. Bir grup parayı başkaları için harcamayı seçerken, diğer bir grup ise parayı kendisi için harcadı.
Sonuçlar, beynin bölgelerinin cömertlik ile ilişki kurduğunu ve parayla cömertlik gösterenlerde mutluluk duygusunun daha yoğun bir etkileşime girdiğini gösterdi. Üstelik, cömert davranılan kişiler de sonradan daha mutlu hissetti.
Üstü kapalı ölçüler, mutluluklarının değerlendirildiğini bilmeden test edilen insanlara deniyor. Örnek olarak bu ölçü, ırkçılığı değerlendirmek için başarılı olarak kullanılmıştı. Üstü kapalı ölçüler, tipik olarak pozitif ve negatif terimleri kendisine ve başkalarına bağlanma süresini değerlendiriyor.
Araştırmacılar başkalarına bir kişinin ne kadar mutlu olduğunu sormasının faydalı ve etkili olduğunu buldular. Örneğin, genç bir çocuğun mutluluğunu ölçmek için, davranışsal bilim insanları ebeveynlere ve öğretmenlere çocuğun ne kadar mutlu (veya mutsuz) olduğunu soruyorlar.
Öz bildirimler, araştırmacıların mutluluğu değerlendirmek için en çok kullandığı yoldur. Bir kişinin mutluluk seviyesini belirlemek için çok-maddeli birimler veya sadece tek bir soru kullanılır. Mutluluk kişiden kişiye değiştiği için, insanlara ne kadar mutlu olduğunu sormak mantıklıdır.
Vermont Üniversitesi’nin araştırmacıları twitlerde yazılan 80 milyondan fazla sözcüğü inceledikten sonra PlosOne’da bir makale yayınladılar. Belirli konumlarda (eyalet vs.) kullanılan sözcüklerin iyimserliği ve kötümserliği analiz ederek, araştırmacılar en mutlu eyaletleri bulabildi.
Araştırmacılar en mutlu Twitter kullanıcılarının Hawaii, ardından Maine, Nevada, Utah ve Vermont eyaletlerinde olduğu buldular. Diğer yandan, en kederli eyaletler ise Louisiana, Mississippi, Marlyand, Delware ve Gorgia idi.
Bir araştırma mutlu sosyal medya gönderilerinin bulaşıcı olduğunu buldu. Facebook, kullanıcıları için eklediği bir özellik herhangi bir Facebook durumuna bir his ve ifade katabilmesini sağlıyor. Şirketin Veri Grubu, kullanıcıların duygularının nasıl değiştiğini inceleyebildi.
17 Mart 2014’te Veri Grubu,saatlerin ileri alındığı zamandan sonra “harika” ve “mükemmel” gibi iyimser sözcüklerin kullanımının %20 arttığını tespit etti. Üstelik, saatler geri alındığı için vatandaşlar gün ışığından yararlanınca yazı durumları Pazartesi akşamlarında daha da iyimser olduğu tespit edildi.
Şehirlere göre mutluluğu ölçmek için,Instagram üzerinde de bir çalışma yürütüldü. Bir çalışma, sosyal fotoğraf sitesinde ne kadar gülücüğün arşiv edildiğine dayanarak İngiltere’deki en mutlu şehrin Belfast olduğunu buldu.
Peter Warden, Jetpac İngiltere organizasyonun kurucusu, Instagram ’ın kamu sistemini kullanarak 100 milyondan fazla fotoğrafı analiz etti. Amaç, belirli yerlere ( şehir, mahalle, sokak vs.) bağlantılı olan fotoğraflara dayanarak şirketin “önerilenler sistemi”nin yapımına destek sağlamaktı.
Sistemi kullanarak, Belfast’ın en mutlu şehir olduğunu ve Parlour Bar’da mutlu kişi sayısı sıfır olması nedeniyle en alt sırada olduğunu buldular.
“İlgimiz olan belirli mekânları (barlar, oteller, parklar, vs.) tespit ediyoruz ve daha sonra ise o mekânlarda geçen yıl boyunca çekilmiş fotoğrafları bulmak için İnstagram ’ı sorguluyoruz.” dedi Warden.
“Popüler yerlerin yüzlerce ve binlerce fotoğrafı olacaktır ve şimdiye kadar 6 milyondan fazla mekâna göz attık. Bundan dolayı sayılar oldukça hızlı artıyor.”
Mutluluğu anlamanın ve ölçmenin başka bir yolu da Virjiniya Üniversitesi’ndeki araştırmacıların yaptığı gibi onu zamanla takip etmektir. Yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar mutluluk kavramlarında kültürel ve tarihsel çeşitlilikleri araştırdılar.
İlk önce, kültürel benzerlikleri ve farklılıkları derinden anlayabilmek için 30 ülkenin sözlük kitaplarından “mutluluk” kelimesinin anlamına baktılar.
Daha sonra ise mutluluğun anlamını, Amerika İngilizcesinin tarihsel değişimlerini daha iyi anlayabilmek için 1850’den bugüne uzanan Webster’ın sözlüklerini incelediler.
Üçüncü olarak, ABD’nin 1790 ’dan 2010’a kadar olan tüm Cumhubaşkanlarının Sendika adreslerini (senede bir kez yapılan ulusa sesleniş) kodladılar ve son olarak, Google’nin Ngram Göstericisi’ni kullanarak 1800’den 2008’e kadar “mutlu ulus” ve “mutlu insan” sözcüklerinin ne kadar sıklıkla karşıya çıktığını araştırdılar.
Bulgular mutluluğun tanımının zamanla değiştiğini ortaya çıkardı. Mutluluğun eski tanımları iyi şans ve iyiliksever dış koşullara odaklanırken, günümüz Amerika’sı mutluluğu bir iç durum olarak tasavvur ediyor.
Mutluluğu ölçmek, araştırmacılara bu pozitif duyguyu değerlendirmeyi sağlamıştır. Ancak bu ne basittir ne de kolaydır.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.