Birkaç yıldan beri başta sosyal medya olmak üzere tüm medya kamuoyu gündemini yoğun bir şekilde meşgul eden gerek Çiftlik Bank ve ‘Tosuncuk’ olayının anlaşılabilmesi için olayın baş aktörü konumunda olan Mehmet Aydın’ın, nam-ı diğer ‘Tosuncuk’ hakkında bazı bilgiler aktarılmasında yarar bulunmaktadır.
Mehmet Aydın kimdir?
Açık kaynaklardan öğrendiğimize göre Mehmet Aydın, Namı diğer ‘Tosuncuk’ 31 Mayıs 1991 yılında Bursa’nın Nilüfer ilçesinde dünyaya gelmiştir, aslen Giresun Espiyelidir. İlköğretimi Bursa’da tamamlamıştır. Fatih Aydın adında bir de abisi vardır. Lise yıllarında adını duyurmak için bir dönem rap müzikler yapmaya başladı. Rap müzik yaparken kendisine taktığı ‘Egoman’ takma ismi onun ruh ve karakter dünyası hakkında ipucu niteliğindedir. Yaptığı rap müzikler tutmadı ve kendisine yeni girişimler aramaya başladı. 2017 yılında Sıla Soysal ile evlilik yaptı ve evlilik hayatı çok uzun sürmedi. Ocak 2018 yılında eşi Sıla Soysal Aydın’dan boşandı.
Mehmet Aydın 2016 yılında Kuzey Kıbrıs’ta Çiftlik Bank adı altında bir online oyun geliştirmiştir. Oyuna üye kazanmak için reklamlar vermeye başlamıştır. Tam bir ‘ponzi’ sistemi olan Çiftlik Bank kısa süre içerisinde 130 binden fazla kullanıcıya ulaştı ve aynı zamanda daha fazla müşteri çekebilmek için Türkiye’nin farklı illerinde araziler, araçlar ve yanına çalışanları alarak halk arasında tanınan ünlü isimlerle birlikte açılışlar yapmaya başladı.
Kendisi hakkında 2018 Mart ayında saadet zinciri prensibiyle çalıştığı ve suç örgütü olduğu iddiası ile başlatın soruşturma başlatılınca, dolandırdığı paralar ile beraber 21 Mart 2018 tarihinde Uruguay ülkesine ardından 3 Eylül 2018 tarihinden Birleşik Arap Emirlikleri Dubai şehrine ardından 20 Kasım 2019 tarihinde Ukrayna ve son olarak 13 Ocak 2020 tarihinde Brezilya ülkesine kaçtı. Mehmet Aydın, ülkeden kaçtıktan sonra nitelikli dolandırıcılık suçundan hakkında kırmızı bülten çıkartıldı. 2019 yılı Ocak ayında İnterpol’ün en çok arananlar listesine eklendi.
Uzun süre Uruguay’da kalan tosuncuk lakaplı Aydın bulunduğu yerden lüks yatlarda ve lüks otomobillerde fotolar paylaşmaya başladı. Son zamanlarda adını unutturan Aydın teslim olmaya karar verip ve ardından teslim olmasıyla yeniden gündeme geldi ve bundan böyle uzunca bir süre gündemi meşgul edecektir.
Uzun bir kaçış sürecinden sonra Aydın, aniden bir karar değiştirerek 30 Haziran 2021 tarihinde kendisinin de dolandırıldığını beyan ederek polise teslim olacağını açıklayan bir video paylaştı. Çektiği video kayıtta Tosuncuğun eline verilen bir kağıttan okuduğu dikkatlerden kaçmadı. 1 Temmuz 2021 tarihinde Brezilya São Paulo eyaletindeki Türk Büyükelçiliğine giderek teslim olmuştur. 4 Temmuz 2021 tarihinde Türk yetkili mercileri tarafından görevlendirilmiş olan özel bir ekip tarafından Türkiye’ye getirilerek adli makamlara teslim edilmiştir.
Çiftlik Bank olayı nedir?
Tosuncuk, 2016 yılının Ağustos ayında merkezi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Lefkoşa’da bulunan Çiftlik Bank adlı şirketi kurdu. Toplamda 132.222 kişiyi dolandırmış ve 1 Milyar 139 Milyon Türk Lirası para toplamıştır. Kurduğu şirkette 178 kişi çalışmaktaydı. Niyazi Karakoç, Cengiz Samur, Umeyr Karakoç, Savaş Yıkılmaz, Ahmet Furkan Ferman gibi isimlerinde bağlantılı olduğu bilinmektedir. 688 Milyon Türk Lirası saadet zinciri işlerken kullanıcılara geri ödendi buna göre 451 Milyon Türk Lirası ile kaçan firari Tosuncuk Mehmet Aydın paraları yurtdışına çıkarmakta kripto para birimlerini kullandı. Kendisi gibi kırmızı bülten ile aranan abisi Fatih Aydın’ın halen Güney Amerika bölgesinde olduğu söylenmektedir.
Çiftlik Bank öncelikli olarak bir online oyun olarak tasarlandı ve üyelik sistemi ile birlikte kullanıcılarına süt, yumurta, peynir vb. çiftlik ürünlerini bir oyun tarzı ile ürettirip satıştan kâr payı vermeyi vaad ediyordu. İnsanlar oyun üzerinden hem eğleniyor hem de para kazanıyorlardı. Ayrıca alt üyelikler oluşturabiliyorlar yani yeni üye getirdiğinizde referans oluyorsunuz ve yeni üyenin yatırdığı miktardan yüzdelik dilim alıyorsunuz. Bu şekilde insanlar kısa yoldan para kazanmak amacı ile daha fazla üyeye ulaşma çabasında olmaya başladı.
Öte yandan bu işi geliştirmek ve büyütmek adına Tosuncuk lakaplı Aydın, farklı illerde araziler kiralayıp üzerlerine devletten de teşvikler alarak tesisler kurdu ve bu tesislerin açılışlarında insanların yakından tanıdığı ve hayran kitlesi olan ünlü isimleri kullandı. Televizyon, gazete ve internette Çiftlik Bank reklamları dönmeye başladı. Ardından yine farklı illerde şarküteri reyonları açmaya başladı tabiki bu şarküterileri de kendi parası ile açmadı; insanlara güven verdirip bu zincire üye olmak isteyenlere franchising yöntemi ile bayilikler vermeye başladı.
Tosuncuk, ‘uygulama’ üzerinden ürünleri satın alıp en yakın bayiden ürünlerinizi alabileceğiniz bir sistem hazırlamıştı. Beylikdüzü, Beşiktaş ve Esenler’de Çiftlik Bank bayisi olan Mustafa Sait Güngör 2017 yılında sisteme yaklaşık 1 Milyon 200 Bin Türk Lirası yatırmış ve bayi olarak işe başlamıştır. Hem yatırdığı paranın gittiğini belirten Güngör hem de açmış olduğu şarküterilerden zarar ettiğini belirtmiştir. Bu arada Aydın cebinden neredeyse 5 kuruş harcamayarak tesisler, şarküteriler, çitliklerde kullanılan araçlar vs. her şey hem kiralık hem de devletten aldığı teşvikler ile oluşturmuştu.
Bu arada çiftlikte çalışanlarında maaşlarını ödemeyen Aydın insan hayatına verdiği değeri bir kere daha ortaya koymuştur. Az önce bahsettiğim gibi bu işin patlak veren tarafı ise, saadet zincirlerinde sürekli olarak yeni üyeler yaratılmasının gerekli hatta zorunlu olmasıdır. Eğer sisteme yeni üye katılması sürdürülemezse bir noktada tıkanır ve kaçmak zorunda kalırsınız. İşte burada Aydın bu yöntemi izlemiştir.
Aydın yurtdışına kaçışı sırasında 451 Milyon Türk Lirasını kripto para birimi olan bitcoin’e çevirmiştir. Tosuncuk kaçtığı yılda 1 Bitcoin = 6.000 USD idi ve dolar kuru 3,76 Türk Lirası idi. Yeni Mehmet Aydın o dönemde yaklaşık 20.000 bitcoin aldığını var sayarsak şu anda Aydın’ın cebindeki para yaklaşık 6 Milyar Türk Lirası değerinde olması gerekirdi. Tabi eğer hala cüzdanında bitcoin tutuyorsa buradaki mağdur kişilerin paralarını ödeyebilir. Bu konuda devletimizin çok ciddi araştırmalar yapıp Mehmet Aydın’a ait kripto cüzdanları bulması gerekir veya yakınları üzerine yapmış olma ihtimali çok yüksek.
Ponzi (Saadet Zinciri) nedir?
Piramit sistemi, piramit şeması veya halk arasındaki ismiyle saadet zinciri, sisteme katılan bir üyenin başka bir üyeyi sisteme dahil ederek para kazanması şekline dayalı bir iş modelidir. Sisteme alınacak sonsuz sayıda insan olmaması, sisteme önceden katılanların hep daha çok kazanması ve sisteme sonradan katılanların çoğu kez mağdur olması sebebiyle piramit sistemi birçok ülkede yasa dışıdır.
Klasik çok katlı pazarlama (multi level marketing) sisteminin devşirilmiş bir modeli olarak da adlandırılabilir. Ağ pazarlama veya MLM’nin aksine ortada bir ürün veya hizmet bulunmamaktır. Tamamen para ile para kazanma metodu üzerine kurulmuştur. Bazı piramit sistemleri kendini yasal gösterebilmek için ortaya göstermelik bir ürünün satışıyla sisteme üye katmaya çalışabilir veya sisteme katılanların bir eğitim programına dahil olduğu iddiasını kullanabilir.
Ponzi tarihi;
Tarihte bilinen ilk ponzi şeması, bu sisteme adını veren Charles Ponzi tarafından 1920 yılında gerçekleştirilmiştir. Ponzi, bu sistemi sayesinde kısa sürede 10.000 yatırımcıyı posta pullarını kullanarak bir arbitraj kârı elde ettiğine inandırmış; ancak aslında ortada olmayan bu kârlar nedeniyle sistem daha fazla sürdürülememiş ve sistem kısa sürede çökmüştür.
Türkiye’de son yıllarda Çiftlik Bank gibi para kazandırma vadeden oluşumlar ponzi şemasına örnek olarak verilebilir.
Ponzi şeması;
Ponzi şeması, Ponzi sistemi veya Ponzi oyunu, yüksek kâr getiren bir üretim varmış gibi göstererek yatırımcıları sisteme katmayı amaçlayan ve ilk yatırım yapanlara ödemenin sisteme sonradan katılanların parasıyla yapıldığı bir dolandırıcılık yöntemidir.
Ortada yüksek kâr getiren bir üretim olduğu, bu üretim sayesinde yatırımcılara para ödendiği iddia edilir ve bu sayede sisteme yeni yatırımcılar çekmeye çalışılır. Gerçekte ise böyle bir durum söz konusu değildir. Ponzi şemasına katılımlar bittiği zaman, ortada kâr getiren bir üretim olmadığı için yeni yatırım yapanlara ödeme yapılamaz, sistem çöker ve ponzi şeması sonlanır.
Ponzi işleyişi;
İktisadi olarak iyi konumda olan bir ülkede faiz oranları oldukça düşüktür. Bu bir nedenle fona ihtiyacı olan kişiler için ucuz borçlanma demek olduğu kadar birikimlerini değerlendirmek için faiz geliri talep edenler için de düşük kazanç demektir. İşte bu noktada kişi, finansal kurumların vadettiğinden daha fazla faiz getirisi önererek yatırımcı kazanmaya çalışır.
Örneğin, ülkedeki faiz oranı %3 ise ponzi oyunu oynayan kişi yatırımcılara %10 faiz önerir. Ardından %10 faiz getirisi vadettiği kişilerin parasını ödemek için yeni yatırımcılara %11 faiz önerir. Aynı şekilde %11 faiz önerdiği kişilerin parasını ödemek için yatırımcılara daha yüksek faiz önerir. Bu döngü sayesinde ve ülkede finansal istikrar sürdüğü sürece hem oyunu oynayan kişi hem de yatırımcılar kısa bir süreliğine kazanmış olur. Lakin ponzi sistemine katılım oranı sonsuza kadar süremeyeceği için bu ponzi sistemini kuran kişinin çoğu parayı alıp kaçmasıyla sonlanır.
Ponzi sisteminde para kazanma;
Bu sistemlerde mutlaka bir katılım ücreti bulunmaktadır. Bu katılım ücretleri belli bir havuzda birikerek daha sonra hak sahiplerine bulundukları pozisyonlara göre dağıtılır.
Üçgen şeklinde oluşturulan bu sisteme, üçgenin alt sağ veya sol köşesinden giriş yapılır. Bir kişi bu köşeden giriş yaptığında önündeki herkesin bir kademe ileri gitmesini sağlar. Böylelikle üçgene daha önce girmiş ve köşesine gelmiş olan kişi, bir üst kademeye çıkarak piramidin yöneticileri tarafından belirlenen miktardaki parayı, belirlenen periyotlar aralığı ile kazanmaya başlar. Üye, her kademe atladığında havuzdaki paradan daha fazla para almaya hak kazanır ve piramidin en üst tepesine çıktığında ise en yüksek hakkı alır ve piramitten çıkar.
Genel olarak bu sisteme üye bulma işi ya kurucular ya da üyeler tarafından devam ettirilir ve her üye sistem içerisindeki yerini, ilerleme aşamalarını mutlaka birebir görebilmelidir
Türkiye’deki ponzi sistemleri;
Türkiye’de Titan saadet zinciri isimli bir piramit sistemi kurulmuştur. Bu sistem üyelerinin şikayeti üzerine devlet tarafından tamamen yasaklanmıştır. 1998’de Titan Saadet Zinciri’ni kuran kişi Kenan Şeranoğlu ve Ahmet Hakan Baz tutuklanarak hapis cezasına çarptırılmış ve 2008 yılında serbest bırakılmıştır.
Bu sisteme üye olanlar önemli düzeyde para kazanmışlardır ancak hiçbirisi vadedilen kazancı elde edememişlerdir. Bunun sebebi, sistemi başka kimsenin görememesi üzerine kuran Kenan Şeranoğlu’nun, kendisi ve 7 arkadaşını piramitten hiç çıkarmamasıdır. Dolayısı ile örneğin; 3 kademede olması gereken kişi 2 kademeye ancak ulaşmıştır ve hiçbir zaman piramidin tepesine ulaşamayarak piramitten çıkarılmıştır.
Hong Kong merkezli olan Mega Holdings’in Ağustos 2011’de kurulmasıyla Türkiye’deki piramit sistemlerin kendini Ağ pazarlama (network marketing) şeklinde göstererek ve kişisel gelişim uzmanlarının da yer aldığı seminerler ve konferanslar ile girişimcilik eğitimleri de yaparak Titan’ın aksine ortaya sanal da olsa somut bir ürün koymasıyla dışarıdan yasal olarak gözüken bir organizasyon hâline getirdiği iddia edilse de, klasik bir piramit sistemi şeklinde faaliyet göstermiştir.
Ponzi sisteminde yasallık;
Dünyada birçok ülkede yasal olan bu sistem; Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Brezilya, Kanada, Çin, Kolombiya, Danimarka, Dominik Cumhuriyeti, Estonya, Fransa, Almanya, Hong Kong, Macaristan, İzlanda, İran, İtalya, Japonya, Malezya, Meksika, Nepal, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Filipinler, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, Güney Afrika, İspanya, Sri Lanka, İsveç, İsviçre, Tayvan, Tayland, Hindistan, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yasaktır.
Türkiye’de de Piramit satış sistemleri 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 80 inci maddesinde düzenlenmiş ve yasaklanmıştır.
Tosuncuk neden teslim oldu ve infaz indiriminden yararlanır mı?
Öncelikle Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesinde sadece Mehmet Aydın’ın ismi değil şu anda firari olan Fatih Aydın, Osman Naim Kaya ve Cengiz Samur’da bulunmakta. Mehmet Aydın neden şimdi karar değiştirdi ve teslim oldu sorusuna cevap arayacak olursak;
Bildiğiniz üzere bu sistem ilk kurulduğu tarihten bu yana zaten bir dolandırıcılık tuzağı olarak kurulmuştu. Bunun akabinde ‘haydan gelen huya gider’ diye bir terim vardır. Mehmet Aydın yurt dışına kaçmak için Arnavutluk mafyasını kullandı ve uzun süre onlar ile işbirliği içerisinde bulundu. Sedat Peker’in bu konuya vakıf olma sebeplerinden bir tanesi de bu durumdur. Mehmet Aydın artık mafyanın baskılarına dayanamadı ve kurtuluşu teslim olmakta buldu. İşin aslı canından olacağını anladığı anda biran önce kendisini kurtarmak istedi. Tabi bunun yanı sıra yine yakın tarihte insanları dolandırıp sırra kadem basan Thodex kurucusu Faruk Fatih Özer ile de bağlantısı olduğu yönünde iddialar vardır.
Mehmet Aydın’ın infaz indiriminden yararlanıp yararlanamayacağı sorusunun nihai kararını şüphesiz adli makamlar verecektir. Ancak mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde, infaz indiriminden yararlanamayacaklar arasında Tosuncuk’a isnat edilen suç sayılmadığından, ‘tosuncuk’ un infaz indiriminden yararlanacağını öngörebiliriz. Çünkü, İnfaz indirimi Yasası’na göre, terör, cinayet, uyuşturucu, kadına şiddet ve cinsel suçlar dışındaki tüm suçlarda cezanın yarısı oranında infaz indirimi uygulanır.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.