“İnsanlar iyi hikayeler duymak ister ama ne yazık ki gerçek insanların istediği kadar dramatik ve etkileyici değildir.”
Alex Boose
Duvarıdaki saat gece yarısı 2.30’u göstermektedir.
“Alo… Gökhan bey ile mi görüşüyorum?”
“Evet benim buyurun…”
“Gökhan bey merhaba… Daha önce görüşmüştük hatırlarsanız. Aykut ben.”
“Çıkaramadım ama siz öyle diyorsanız mutlaka görüşmüşüzdür.”
“İzninizle size bir şey danışmak istiyorum?
“Buyurun Aykut bey. Sizi dinliyorum.”
“Sizce ben yazar olabilir miyim?”
“Üzgünüm ama hayır Aykut bey, sizden hiçbir bok olmaz!”
“Nedenmiş o?”
“Sığır olduğunuz için…”
Şimdi -saat sabahın sekizi- düşünüyorum da, dün gece sahiden de böyle bir konuşma gerçekleşti mi, yoksa rüya mı gördüm, emin değilim doğrusu.
Emin olduğum tek şey, Facebook’ta da arada bir, bu minvalde sorularla karşılaştığım için, bu hafta yaratıcı yazarlık ile ilgili absürt bir yazı yazmak istiyorum.
Absürt diyorum çünkü, ne de olsa ben, Elif Şafak, Nilgün Bodur yahut da Şeyma Subaşı gibi edebiyat dünyasına adını altın harflerle yazdırmış yazarlardan biri değilim. Tam tersine, obur bir okurum. Aslına bakarsanız şimdi burada yazacağım hiçbir şeyin hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Bu yazıyı yazmaktaki yegâne amacım, omuzlarıma binen bütün yükü atmak.
Hazırsanız başlayalım…
Kuşkusuz, insan evriminin en büyük mirası, göreli olarak dev boyutlara sahip beynimizdir. Erken hominid atalarımızdan biri olan Australopithecus afarensis 450 milimetrelik bir kafatası hacmine sahipti, bir ya da iki milyon yıl sonra ortaya çıkan Homo erectus’un beyni ise iki kat daha büyüktü. Ama Homo sapiens yani modern insan tüm eski versiyonları geride bıraktı. Modern insan beyninin hacmi 1.450 milimetre civarındaydı ve bu artış beraberinde yaratma ve düşünme yeteneğinin merkezi olan serebral korteksi getirdi. Bu sayede hepimiz yaratıcı düşüncelere sahip olduk…
Bu noktada herkesten özür diliyor ve bir itirafta bulunmak istiyorum: Çok çişim geldi. Arkadaşlar bir 10 dakika ihtiyaç molası verelim. Mola esnasında arzu eden sevgilisine yumulabilir.
Geldim geldim… Çok bekletmemişimdir umarım.
Şimdi lafı hiç eveleyip gevelemeden söylemek istiyorum ki, yazmak için bol bol okumak ve bol bol yazmak gerekir. İşin püf noktası budur. Şöyle ki; tecrübeli yazarlar, neredeyse ağız birliği etmişlercesine, hiç ara vermeksizin, düzenli olarak yazmayı şart koşarlar. Çünkü bir gün yazayım, üç gün dinleneyim ile olmaz bu iş. Ayrıca, yazar adayı, roman mı, öykü mü, deneme mi, şiir mi, anı ya da hatırat mı, yoksa benim gibi köşe yazısı mı, yahut da hepsini birden mi –ki dünyaya 300 senede bir gelen edebiyat dehalarından biri olduğunuzu düşünmüyorsanız bu işe hiç kalkışmayın derim- yazacağına çabucak karar vermelidir. Gerçi bu da deneme-yanılma yöntemiyle öğrenilecek bir şey. Yani gene yazarak…
Ben ekseriyetle köşe yazısı yazıyorum. Ve itiraf etmeliyim ki, yazdığım yazılar 10 ila 30 dakika içinde yayıma hazır hâle geliyor. Mesela bu yazıyı yazmaya başlamamın üzerinden 10 dakika geçmiş. Biraz sonra teslim edeceğim. Ama eğer bu yazıya bir hafta ayırsaydım şimdiki hâline kıyasla çok daha estetik bir yazı olurdu kuşkusuz. Yani demem o ki, yazmak için acele etmeyin.
Şimdi isterseniz gelin genel geçer bilgileri bir kenara bırakalım ve biraz da gerçeklerden söz edelim, olur mu?
Dürüst olmak gerekirse bu işin sihirli bir reçetesi yok. Ama bir konuda şanslıyız; hepimiz doğuştan bu yeteneğe sahibiz. Eğer bol bol okur ve düzenli olarak yazarsak şu ya da bu şekilde hedefe varırız. Elbette bu işin başka püf noktaları da var. Ama siz de taktir edersiniz ki burada bunların tümüne değinmek imkânsız.
Bu yüzden yazıyı bitirmeden önce, bu konuda faydasını gördüğüm kitaplardan bazılarını sizinle de paylaşmak istiyorum. (Gerçekten dikkate değer bir liste)
Yazma Sanatı, Stephen King
İyi Yazmak Üzerine, William Zinsser
Yazın Sanatı ve Yaratıcı Yazarlık, Ray Bradbury
İkna Etmek İçin Yazmak, Trish Hall
Roman Nedir?, Marina MacKay
Edebiyat Tarihi, Allen Ginsberg
Hayal Gücünü Eğitmek, Northrop Frye
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine, Arthur Schopenhauer
Yazım Klavuzu, Türk Dil Kurumu
Türkçe Sorunları Kılavuzu, Necmiye Alpay
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.